Tim Burton
Tim burton 7'den 70'e her izleyicinin dikkatini çeken, belirli türleri kendine özgü tarzıyla çekmesiyle ünlü bir yönetmendir. Mekan unsurunu çok iyi şekilde kullanır. "Gotik"in 1 numarasıdır. Eğer beetlejuice filminde winona ryder'ın karakteri lydia'ya bakarsanız demek istediğimizi anlayacaksınız.Burton, Johnny Depp ve Helena Bonham Carter ile bolca çalışmıştır. Filmlerinin müziklerini ise genelde Danny Elfman besteler.
Edward Scissorhands Edward, bir insan gibidir ancak mucidi vardır. Makinelerden oluşmuştur. Ustası ellerini tamamlayamadan öldüğünden elleri yerinde makaslar vardır. Yapıldığı zamandan beri insan içine çıkmamış, kendi halinde yaşamıştır. Büyük bir insanın bedenindeki çocuktur Edward. Ancak iyi yürekli Avon Lady'miz içinde onun olduğu, kimsenin gitmediği kaleye gider. Ona yardımcı olur, yanına alır ve olaylar gelişir.
Edward scissorhands, izleyenlerin kendinde parçalar bulduğu eğlendirmenin de ötesinde bir filmdir.
Corpse Bride Stop-Motion türünde bir filmdir. Baş karakterimiz victor, evlenmek üzere olan bir gençtir. Ancak biraz korkar, eli ayağına dolaşır, yeminini söyleyemez ve kaçar, uzaklaşır. Ormanda yeminini tekrarlar ve yüzüğü bir dal parçasına takar. Bu dal parçası dediğimiz şey Ölü Gelin Emily'nin parmağıdır. Victor ölüler diyarına çekilir ve olanlar olur.
İçindeki şarkıları, ölüleri, esprileri aşırı eğlencelidir.
Sleepy Hollow Dedektif Ichabod Crane, New York'tan Sleepy Hollow'a başsız süvari tarafından işlenen cinayetleri araştırmak için gönderilmiştir. Ichabod, bilimin metotlarına inanır, efsanelerle işi olmazdı. Fakat işler değişti. Büyünün eksik olmadığı bu kasabada işleri çözmek biraz zor ama imkansız değil.
Memurumuz Ichabod Crane (Johnny Depp)'in tepkileri için, bayılmaları, sakarlıkları için bile izlenir bu film. Türü korku ve gizem olmasına rağmen gülme krizine bile girebileceğiniz sahneler yer almaktadır.
Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street bu filmde corpse bride da olduğu gibi depp, carter, burton üçlüsü vardır. Film, berber sweeney todd'un yargıçtan intikam almak istemesini anlatır. Müzikaldir ancak kan ve vahşet açısından tarantino filmlerinden farksızdır. Mekanın cıvıl cıvıl bir yerden karanlıkların eksik olmadığı bir yere dönmüş olması bence todd'un duygularını anlatıyordu. Bazı kişiler beğenmemiş olabilir ama bence başarılı bir filmdi.
Filmi izledikten sonra bir süre berbere gitmek ve kıymalı börek yemek istemeyebilirsiniz. Korkmayın, bunlar geçici etkilerdir. Ancak şarkılar mutlaka aklınıza kazınacaktır.
Dark Shadows Barnabas Collins... Bir cadı tarafından lanetlenmiş adam. Yüzyıllarca bir tabutun içinde kalmış.. Ailesinin kurduğu şehirde onun imparatorluğunu elinden alan cadı ise şehri sahiplenmiş. Bu pis cadı Barnabas'ı -sözde- sevmektedir. Barnabas'tan karşılık alamayınca da onun sevdiklerini öldürmektedir. Başta söylemiştik, yüzyıllar geçti, Barnabas zincirlerinden kurtuldu. Ailesinin malikanesine gitti. Sonra neler oldu?! İzleyin ve öğrenin. Eğleneceğiniz ama o cadıdan nefret edeceğiniz bir film. Oyunculuklar başarılıydı. Depp'in mimikleri şahaneydi. Michelle Pfeiffer ise her zamanki gibi harika.
İçindeki esprileri beğeneceğinize eminim.
ALICE COOPER konser veriyor filmde.
Alice in Wonderland Bir rüyanın tekrar etmesinden dolayı bunalımda ve sevgili babasının kaybının yasında olan on dokuz yaşındaki Alice, Lord Ascot'un malikanesinde verilen bahçe partisine katılır ve burada, çevresindekilerin ondan beklediklerinden sıkılmaktayken Hamish Ascot'tan istenmeyen bir evlilik teklifiyle karşılaşır. Ne yanıt vereceğini bilemezken mavi yelekli bir tavşanı takip eder ve büyük bir tavşan deliğine düşer. Buradan bir ormana geçmiş olan Alice, Beyaz Tavşan, Fındık Faresi, Dodo, Konuşan Çiçekler ve Tweedledee ve Tweedledum ile karşılaşır.
Film güzel ve eğlenceli, oyunculukları da beğeneceğinizi düşünüyoruz.
Charlie and the Chocolate Factory 5 çocuk, 5 ebeveyn 1 fabrika, 1 Willy Wonka.
Çocuk kitabından uyarlanmıştır. Depp'in mimikleri bizleri güldürmeyi başarır, oompa loompa'ların dansları bizleri eğlendirir. Charlie'nin ailesi zorluklara rağmen aile olmayı gösterir. Diğer zengin çocuklar ise açgözlülüğü ve doyumsuzluğu anlatır izleyiciye. Yine de hiçbir şeye bakmayıp Willy Wonka'ya baksanız seversiniz filmi.
"Mrs. Gloop: Augustus, please don't eat your fingers.
Augustus Gloop: But I taste so good."
Beetlejuice İzlediğim en değişik korku filmi. Bildiğimiz korku filmlerinden farklı. Sıfır klişe maksimum kalite. Bazı yerleri var kahkaha attırıyor ("koç biz galiba öldük" "nerden anladın!?"). Beetlejuice karakteri ayrı komik. Bir de kafası küçük bir eleman var sebebini sonda açıklıyorlar harikaydı.
Winona Ryder, Lydia rolündeydi, çok iyi oyunculuğu vardı bana göre. Aynı şeyi usta oyuncu Alec Baldwin için de söyleyebilirim. O da Adam karakterini canlandırmıştı.
Bu film Burton için Batman yönetmenliğine, Michael Keaton için de Batman karakterine giden yolu açmıştır.
Batman (1989) Yönetmenimiz mekan açısından başarılı demiştik. Bu film de dediğimize bir kanıt oluşturuyor. Gotham City'nin gotikliğini mükemmel şekilde bize aktarmış. Batmobile de güzeldi. Michael Keaton'ın Batman'i en iyi Batman olmasa da kaliteli bir Batman'dir. Bir de Joker olarak Jack Nicholson'ı gördük. Tekinsiz rollerde-aslında her rolde harika ama siz anladınız- usta olan Jack Nicholson bu rolün de hakkını vermiş. O sıralar çok genç de değildi belirtelim. 51 yaşındaydı o sıralar büyük usta.
Keaton ve Nicholson'ın yanında yan karakterler de güzel performans sergilemişti.
Mars Attacks! Nevada çölüne Mars gezegeninden gelen bir uzay gemisi iner. Uzay gemisinin kapısı açılır ve dost olarak geldiklerini söyleyen Marslılar teknolojilik silahlarıyla önlerine gelen herkesi öldürmeye başlarlar. Marslılar Washington'dan başlayarak ve tüm dünyaya yayılmak üzere, sürüler halinde Dünya'yı istila etmeye başlarlar. Artık Dünya'yı ele geçirme planlarının ortaya çıkmasıyla yaşam savaşı başlar.
Jack Nicholson iki farklı karakteri oynadı. Bond olarak tanıdığımız Pierce Brosnan ise bir profesörü canlandırdı. Film oyuncu kadrosu olarak olukça zengin.
Yorumlar
Yorum Gönder